Salem Kasabasında Cadılık

Çevirmen: Elanur AKGÜN | Editör: Emirhan KARAHASAN | Son Okuma: Nursel Deniz AMANAT

Şeytan’ın 1692 yılında Salem’e uğradığı aşikârdı. Genç kızların çığlık atıp köpek gibi havlaması mı dersiniz, yoksa ormanlık alanlarda ettiği tuhaf danslar mı… Aile terbiyesi almış genç kızlara yakışan davranışlar değildi bunlar. Kasaba doktoru derhal olay yerine çağrıldı. Detaylı bir incelemeden sonra doktor, kızlara büyü yapıldığına kanaat getirdi. Artık yapılması gereken oldukça açıktı. Bu zulmün ardındaki sorumlu her kimse adalet önünde yargılanmalıydı.

Bu musibet, ilk olarak Salem’in Rahibi olan Samuel Parris’in evinde meydana geldi. Rahip Parris’in Tituba adında Karayipli bir kölesi vardı. 1692 yılının başlarında, kasabadaki genç kızlardan bazıları Tituba ile mutfakta bir araya gelmeye başladılar. Kış, yerini bahara bırakırken kasaba halkı Tituba’nın etrafındaki genç kızların sergilediği davranışlar karşısında dehşete kapıldılar. Kızların civardaki ormanda kara büyü yaparak dans ettiklerine inanılıyordu. Bazıları yere düşüyor ve histerik çığlıklar atıyordu. Kısa süre sonra bu davranışlar tüm Salem’e yayılmaya başladı. Kasabaya yakın olan kiliselerdeki papazlar, akilane tavsiyelerde bulunmak üzere Salem’e geldiler. Görüşmelerin odağı, bu kargaşadan sorumlu kişilerin bulunmasıydı.

Püritenler1, büyülenmiş olmak için ancak bir cadı tarafından efsunlanmak gerektiğine inanıyorlardı. Kızların böylesi bir durumu kendi başlarına yaratmış olmaları mümkün değildi. Çok geçmeden sorguya çekildiler ve kendilerine eziyet eden kişilerin adını söylemeye zorlandılar. Tituba da dahil olmak üzere kasabadan üç kişi cadı olarak damgalandı. Ünlü Salem cadı mahkemeleri, kızların gittikçe daha fazla topluluk üyesinin adını vermesiyle başlamış oldu.


Bahsedilen mahkemelerde öne sürülen kanıtlar beş çeşitti. İlk olarak, sanık teste tâbi tutulurdu. Örneğin; Babamız2 duasının okuması istenirdi. Bu kulağa oldukça basit gibi geliyor ancak, mahkemeye çıkan genç kızların testin ortasında çığlık atmaya başladıkları ve yerde kıvrandıkları görülmüştü. Bazılarının testi neden geçemediğini anlamak hiç de zor değil.

İkinci olarak fiziksel kanıtlar ele alınmıştı. Doğum lekeleri, siğiller, benler veya diğer lekeler Şeytan’ın vücuda girebileceği olası kapılar olarak düşünülmüştü.

Görgü tanıklarının ifadeleri ise üçüncü bir husustu. Başına gelen talihsizlikleri, suçlanan kişinin büyücülüğüyle açıklayabilen herhangi biri, o kişinin cezalandırılmasında etkili olurdu.

Hayali kanıtlar ise dördüncüydü. Püritenlere göre Şeytan, bir insanın rızası olmadan onun kılığına bürünemezdi. Dolayısıyla, suçlanan kişinin suretinde bir hayalet ya da ruh gören biri varsa söz konusu kişi cadı olmalıydı.

Son kanıt ise itiraftı. Suçsuzluğundan emin olan bir sanık için itiraf etmek akılsızca görünebilir. Fakat çoğu mahkemede tek çıkış yolu buydu. İtiraf eden kişi gözyaşları içinde kendini şehrin ve mahkemenin merhametine bırakır ve tövbe edeceğine söz verirdi. İtirafta bulunanların hiçbiri idam edilmezdi. Tövbenin bir parçası da elbette diğer suçluların cezalandırılmasına yardımcı olmak olabilir.


Tarih 1692’yi 1693’e bağlarken bu histeri durumu yatışmaya başladı. Koloninin valisi, kendi karısının cadılıkla suçlandığını duyunca mahkemelerin sona erdirilmesini emretti. Ne yazık ki Salem’de 20 kişi ve 2 köpek cadılık suçundan idam edildi. Bir kişi de ifade vermeyi reddettiği için bir taş yığınının altında bırakılarak ölüme terk edildi.

Salem’de yaşananların ardındaki gerçekleri bilen kimse yok. Cadılık ihtimalinin ortadan kalkmasıyla birlikte diğer mühim meseleler de gün ışığına çıkmaya başladı. Salem son yıllarda Kızılderililerin saldırılarından dolayı oldukça zarar görmüştü. Nüfus arttıkça Salem’de toprak sahibi olmak da bir o kadar zorlaştı. Dönemin başlarında çiçek hastalığı salgını patlak vermişti. Massachusetts, tarihinin en feci kışlarından birini yaşıyordu. Elbette her şeyin yanında genç kızların gerekçeleri de sorgulanabilir. Başta genç kızlar olmak üzere kadınların söz hakkının olmadığı bir toplumda, beklenmedik bir ilginin sarhoşluğuna kapılan birkaç ergen kızın hayal güçlerini özgür kılması da anlaşılabilir bir durum değil midir? Tarihçiler akilane tahminler yürütüyor olsa da asıl cevaplar tarihin derinliklerinde saklı kalmaya devam ediyor.


1 Püritenler, 16. ve 17. yüzyıllarda İngiltere Kilisesi’nin tam olarak reforme edilmediğini ve daha Protestan olması gerektiğini savunarak İngiltere Kilisesi’ni Roma Katolik uygulamalarından arındırmaya çalışan İngiliz Protestanlardı. Ayrıca Salem cadı mahkemelerini icra edenler Püritenlerdir.

2 The Lord’s Prayer ya da Pater Noster olarak da adlandırılan Babamız Duası, İsa’nın dua etmenin yolu olarak öğrettiği temel bir Hristiyan duasıdır.

Kaynakça:

USHistory.org. (2016). Witchcraft in Salem. CommonLit. Retrieved April 16, 2023, from https://www.commonlit.org/en/texts/witchcraft-in-salem

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

%d blogcu bunu beğendi: